Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

EMDR’nin İşleyişi

EMDR (Eye Movement Desensitization and Reprocessing – Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) terapisi, travma ve olumsuz duygusal deneyimlerin yeniden işlenmesi ve şimdiki zamanda yaşanan stresin azaltılması amacıyla kullanılır. EMDR’nin tam olarak nasıl çalıştığı hala araştırılmakla birlikte, bazı önemli hipotezler öne sürülmektedir.

Temel Çalışma Prensibi

EMDR’nin temel prensibi, geçmişteki olumsuz yaşantıların, danışanın şimdiki yaşamında hala olumsuz duygular, düşünceler ve fiziksel duyumlar yaratmasıdır. EMDR, bu geçmiş yaşantıları ve şimdiki olayları yeniden işlerken, danışanın yaşadığı duygusal yükü azaltmayı hedefler. Bu süreçte, şimdiki zamanda karşılaşılan olumsuz duyguların, geçmişteki yaşantılarla olan ilişkisi değiştirilir.

EMDR’nin Potansiyel Mekanizmaları

EMDR’nin nasıl işlediğine dair öne sürülen bazı hipotezler şunlardır:

  1. Hafızanın Birleştirilmesi: EMDR, travmatik anıların ve duyguların yeniden işlenmesini sağlar. Bu işlem, kişinin geçmişteki olumsuz deneyimlerini daha sağlıklı bir şekilde yeniden değerlendirmesine yardımcı olur.
  2. Düşünceli Olma ve Serbest Çağrışım: Danışan, hedef anı ya da olayları zihninde yeniden canlandırırken, bir yandan da bilinçaltında serbest çağrışımlar gerçekleşir. Bu süreç, olumsuz duyguların ortadan kalkmasına yardımcı olabilir.
  3. Göz Hareketleri ve Diğer Uyarıcılar: EMDR’de, göz hareketleri gibi uyarıcılar, terapistin rehberliğinde travmatik anıları hızlı bir şekilde işlemeye yardımcı olur. Bu uyarıcıların bilişsel ve duygusal materyali hızla işleme soktuğu ve terapiyi etkili kıldığına dair birçok hipotez bulunmaktadır.

Göz Hareketlerinin Rolü

EMDR’nin göz hareketleri kullanımı, tedavinin en belirgin özelliklerinden biridir. Göz hareketlerinin mekaniği üzerine yapılan araştırmalarda, iki yönlü uyarımın (göz hareketleri gibi) nörobiyolojik mekanizmaları harekete geçirdiği ve bunun sonucunda anıların daha hızlı ve etkili bir şekilde işlenmesini sağladığı öne sürülmüştür. Bazı çalışmalar, göz hareketlerinin hedef anıya ilişkin algıyı değiştirdiğini ve resmin canlılığını ile duyguların şiddetini azalttığını ortaya koymuştur.

Ancak bazı araştırmalar, göz hareketlerinin EMDR sürecindeki aktif rolünü desteklememektedir. Bu araştırmalar genellikle küçük örneklem grupları ve kısa müdahaleler üzerine yapılmıştır. Göz hareketlerinin tam etkisini anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.

EMDR Terapisi Süreci

EMDR sürecinde, terapist danışanın olumsuz düşünceleri ve duygularıyla başa çıkabilmesi için belirli bir yol izler:

  1. Problem Tanımlaması: Terapist, danışanla birlikte, tedavi odaklı olarak spesifik bir problemi tanımlar. Danışan, en çok rahatsızlık veren anıyı veya durumu seçer.
  2. Göz Hareketleri: Danışan, terapistin rehberliğinde göz hareketlerini takip eder ve hedef anı üzerinde çalışır. Bu sırada çeşitli duygusal ve bilişsel deneyimler yaşanır.
  3. Düzenli Duraklamalar: Terapist, düzenli aralıklarla göz hareketlerini durdurur ve danışanın doğru bir şekilde işlemeye devam edip etmediğini kontrol eder.
  4. Çözüm ve Yeniden Yapılandırma: Terapist, danışanın olumsuz deneyimlerle ilgili bilgiyi hızlı bir şekilde işlemesine yardımcı olur. Bu süreç, danışanın olumsuz inançlarının pozitif bir inançla yer değiştirmesini ve daha sağlıklı bir işlevsellik kazanmasını sağlar.

Tedavi Süresi

EMDR tedavisinin süresi, kişisel deneyime ve tedavi edilen sorunun zorluk seviyesine bağlı olarak değişir. Tek bir travma söz konusu olduğunda, tedavi genellikle 1 ila 4 seans arasında tamamlanabilir. Ancak, daha karmaşık ve derinlemesine problemler için tedavi süresi bir yıl veya daha uzun sürebilir.